top of page

TİCARİ DAVALARDA ZORUNLU ARABULUCULUK

  • avburcuturgut2
  • 27 Tem
  • 2 dakikada okunur

Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden biri olan arabuluculuk, ülkemizde kabul edilmesinden bu yana kısa bir sürede etkili bir şekilde uygulanmıştır. Arabuluculuk yönteminin hızla kabul görmesinin en önemli nedenlerinden biri, şüphesiz, arabuluculuğu bazı uyuşmazlıklarda "dava şartı" haline getiren düzenlemedir. Bu, bazı durumlarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmanın zorunlu olduğu anlamına gelir.


İlk olarak 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesiyle, bireysel veya toplu iş sözleşmelerinden doğan işçi ve işveren alacakları ile tazminatları ile işe iade davalarına ilişkin olarak açılacak davalarda arabulucuya başvurulması zorunlu hale getirilmiştir.


Daha sonra, 1 Ocak 2019 tarihinden itibaren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'na 5/A maddesinin eklenmesiyle, ticari uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabuluculuk şartı getirilmiş ve zorunlu arabuluculuğun kapsamı önemli ölçüde genişletilmiştir.


HANGİ TİCARİ DAVALARDA ARABULUCULUK ZORUNLUDUR?


6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5/A maddesine göre, Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesi ve diğer kanunlarda "ticari dava" olarak tanımlanan davalarda, uyuşmazlığın konusu bir miktar paranın ödenmesi veya tazminat talebi ise, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması zorunludur.


Burada önemli olan husus, tüm ticari davaların değil, yalnızca parasal talepler veya tazminat içeren davaların bu zorunluluğa tabi olmasıdır.


Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesi ticari davaları iki kategoriye ayırmaktadır:

Mutlak Ticari Davalar: Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesine göre, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenen konulardan ve 4. maddenin birinci fıkrasında sayılanlardan, ayrıca Türk Borçlar Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve diğer özel kanunlarda düzenlenenlerden doğan uyuşmazlıklar mutlak ticari dava olarak kabul edilir.


Örnek olarak; anonim şirketler, limited şirketler, bonolar, çekler, eşya ve yolcu taşıma sözleşmelerinden (TTK'da düzenlendiği şekliyle) kaynaklanan uyuşmazlıklar verilebilir. Bu uyuşmazlıklar bir para talebi veya tazminat içeriyorsa arabuluculuk ön şarttır.

TTK'da doğrudan düzenlenmemiş olsa bile, diğer kanunlarda ticari dava olarak tanımlanan ancak TTK'nın 4. maddesinde sayılan uyuşmazlıklar da mutlak ticari dava olarak kabul edilir. Bunlar şunlardır:


- Medeni Kanun kapsamında rehinli kredi işlemlerinden doğan uyuşmazlıklar,

- Borçlar Kanunu kapsamındaki malvarlığı veya işletmelerin devri, birleşme ve tür değiştirmeye ilişkin uyuşmazlıklar,

- Rekabet yasağı sözleşmelerine ilişkin uyuşmazlıklar,

- Yayıncılık sözleşmelerine ilişkin uyuşmazlıklar,

- Akreditif veya teminat mektuplarından doğan uyuşmazlıklar,

- Komisyon sözleşmelerine ilişkin uyuşmazlıklar,

- Ticari temsilciler, acenteler ve diğer ticari yardımcıları ilgilendiren uyuşmazlıklar,

- Fikri Mülkiyet Hukuku kapsamındaki uyuşmazlıklar,

- Borsa, fuar, pazar, antrepo ve benzeri ticarete özgü yerlerde doğan uyuşmazlıklar,

- Bankacılık, kredi ve finansal hizmetlere ilişkin uyuşmazlıklar,

- Diğer mevzuatta özel hükümler bulunması nedeniyle ticari sayılan uyuşmazlıklar.

Nisbi Ticari Davalar: Her iki tarafın da tacir olması durumunda, tarafların ticari işletmeleriyle ilgili konulardan doğan davalardır.

Ayrıca, en az bir tarafın ticari işletmesinin söz konusu olması halinde havale, saklama ve fikri ve sanatsal mülkiyet haklarından doğan uyuşmazlıklar da nispi ticari dava olarak değerlendirilir.


Nisbi bir ticari davada para talebi veya tazminat söz konusu ise, dava açılmadan önce arabuluculuk yapılması zorunludur.


Ticari bir alacak nedeniyle alacak tahsili davası açılması ve borçlunun itiraz etmesi halinde, itirazın iptali davasının da zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu belirtilmelidir.


Benzer şekilde, ticari bir alacakla ilgili olarak menfi tespit davası açılması halinde (böyle bir alacağın bulunmadığı iddiasıyla) dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması ön koşuldur.


Tarafların arabuluculuk sürecinin devam ettirilmesi ve sonuçlandırılması hususunda takdir yetkisi bulunmakla birlikte, dava şartı olması halinde arabuluculuğa başvurulması zorunludur.


Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk başlatıldığında, arabulucunun atanma tarihinden itibaren altı hafta içinde süreci tamamlaması gerekir. Gerektiğinde, bu süre arabulucu tarafından bir kez en fazla iki hafta uzatılabilir.

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page